2 Oca 2020

İnsanlık Tarihinde Ateşin Kısa Hikâyesi

insanlik-tarihinde-atesin-kisa-hikayesi

Yazının ses ve görüntülü anlatımını alttaki videodan izleyebilirsiniz
İnsanoğlu olarak ateşle tanışmamızı yeryüzüne ulaşarak ağaçları yakan büyük bir yıldırıma borçlu olabiliriz. Veya güneşin kavurucu sıcağıyla alevlendirdiği doğal bir buğday tarlasına. Belki de dünyaya geldiğimizde ateş dahil pek çok şeyi biliyor, tanıyor ve kullanabiliyorduk. Bilimsel araştırmalara göre ateşi öğrenmemiz konusunda ilk seçenek diğerlerinden daha mümkün gözükse de, tanışmamız nasıl olursa olsun ateşin hayatımızdaki pek çok şeyi kökünden değiştirdiği gerçeğini hiç bir zaman inkar edemeyiz.

Ateşi keşfetmeden önce yemek insan için tam bir eziyetti. Basit bir örnekle çiğ bir eti ısırarak yemeye çalıştığınızı düşünün... İşte sırf bu sebeple bile insanların dişleri çok hızlı köreliyor, çürüyor ya da dökülüyor ve zaman geçtikçe azımsanmayacak bir kısmı beslenemedikleri için ölüyorlardı. Ayrıca pişmemiş et enzimlerine ayrılamadığı için çok az enerji sağlıyor, insan vücudu alınan kalorinin çoğunu onu sindirmek için harcadığından faydasız bir kısır döngü içerisinde hayatını sürdürüyordu. Soğuktan korunmak için insanlar avladıkları hayvanların postlarını kullanıyor ve nispeten ısınabiliyorlardı. Bugün "soğuk algınlığı" deyip geçtiğimiz basit hastalıklar bile o zamanlar pek çok insanın ölümüne sebep olabiliyordu.

Bunların dışında ağaç dallarından yapılmış sopa ve oklar ile obsidyenden yontulmuş sivri taşlar insanoğlunun tehlikelere karşı en büyük silahlarıydı. Ve bu silahlar her zaman, her tehlikeye karşı caydırıcı olamıyordu.

Yiyeceklerin ve özellikle de etin pişirilmesi çiğ haline göre dört kat daha fazla kalori alınabilmesini sağlarken, insanın da besin zincirinin en tepesine yerleşmesine neden oldu. Ateşin kullanımı ile tüm yeme alışkanlıkları pişmiş yiyecekler sayesinde değişen insanoğlu, daha az yiyecekten daha çok kalori elde etmeye; bu sebeple de avlanmak haricinde pek çok şeye zaman ayırabilmeye başladı.

Pişmiş etin insan vücudundaki uzun süreli etkilerinden bazılarıysa; doğumlar arasındaki süreyi kısaltarak insan nüfusunun artması ve gıdalardan daha yüksek besin değeri alarak beyin gelişiminin önemli ölçüde hızlanması oldu. Öyle ki pek çok bilimsel araştırma insanı "insan" yapan ilk faktörün "ateş" olduğu konusunda hemfikir!

Ayrıca ateş insanı hem ısınma hem de tehlikelerden korunma konusunda en avantajlı canlı haline getirdi. Artık insanlar ateş sayesinde rahatlıkla uyuyabiliyor, ateşi canlı tutup yanlarında taşıyabildikleri sürece dış dünyayı keşfedebiliyor ve daha önce yapamadıkları kadar uzun yolculuklara çıkabiliyorlardı. Ateş çevresinde oturanlar arasında sosyal bağlar ve ilişkiler daha da güçleniyor, geceleri de ateşin yaydığı ışık sayesinde normalde gündüz yapılabilen belirli işler de hava karardıktan sonra yapılabiliyordu.

Tüm bunların dışında ateş; ilerleyen dönemlerde demir, bakır ve tunç gibi metallerin işlenmesinde, tarım devriminin başlamasında ve hatta savaşlarda büyük bir rol üstlenerek insanlığının gelişiminin adeta sıçrama tahtası olabilecekti...

0 Yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişiliğinizin göstergesidir. Ahlak kuralları çerçevesinde her eleştiri kabulümüzdür...

Bildirim

Copyright © Mavi Blog | Powered by Blogger

Design by Anders Noren | Blogger Theme by NewBloggerThemes.com